Amerika’daki Old Dominion Üniversitesinde öğretim görevlisi olan ve kendisini “trans birey” olarak adlandıran Allyn Walker, 2021 yılında “Küçüklere Yönelik İlgi Duyan Bireyler Arasında Dayanıklılık Stratejilerinin Anlaşılması” başlığı altında bir makale yazdı. Walker, makalesinde çocuk istismarını normalleştirip akademik literatüre sokmaya çalıştı. Walker, yayınladığı makalenin ardından büyük tepkiler aldı ve üniversitedeki görevinden atıldı. Walker’ın söz konusu makalesi de tüm üniversitelerin veri sitelerinden silindi. Sadece New York Şehir Üniversitesinin akademi sitesinde kaldı.
“Dijital Baba” olarak da tanınan Orhan Toker, LGBT ideolojisinin çocuk istismarını meşrulaştırmaya çalıştığına dair Allyn Walker’ın makalesini örnek gösterdi. Toker, söz konusu makalede çocuk istismarının masum tabirlerle yumuşatılmasının amaçladığını söyledi.
AMAÇ PEDOFİLİYİ LİTERATÜRE SOKMAK
Makalenin ayrıntılarını Aydınlık’a anlatan Toker, şöyle konuştu:
“Makalenin konusu, çocuklara çekim duyan bireylerin yani pedofillerin dayanımlarını artırma stratejilerinden bahsediyor. Dayanım derken şöyle açayım; ‘Çocuğa karşı çekim duymak doğru bir şey değil fakat çoğu insanda pedofili var ve dayanım gerekiyor.’ demek istiyor. Ama burada bir tuzak var. Sanki iyi niyetliymiş gibi yazılmış bir makale gibi duruyor ancak amaç tamamen pedofiliyi literatüre sokmak.”
BU İLK DEĞİL
Toker, suç teşkil eden psikolojik terimlerin literatüre masum bir şekilde girme çabasının ilk olmadığını söyleyerek, “Daha önce de bir İngiliz üniversitesinde bir kadın profesör, hayvanlara çekim duyanları yani zoofiliyi literatüre sokmaya çalıştı. Hatta bu makale Harvard Üniversitesinin makale listesine de alınmıştı. Allyn Walker’ın makalesi çoğu akademik kaynaktan silindi.” hatırlatmasını yaptı.
Çağın vebası olan ‘woke kültürü’nün bir sonucu olarak söz konusu makalenin yazıldığını söyleyen Toker, şunları söyledi:
“Allyn Walker, bu makalenin ardından çok fazla tepki gördüğü için işten atıldı. ‘Uzun, Karanlık Bir Gölge’ adında bir kitabı var. Kitabında da yine bu meseleyi anlatıyor. Bence böyle ruhi sıkıntısı olan insanların akademide olmaması lazım. Woke kültürü diye bir şey var, sosyal adalet ve ırksal eşitliğe vurgu yapan hareketler için kullanılan bir şemsiye terim. Çağımızın modasında bu insanları da hayatın içine almak istiyorlar. Bu tür insanlar da üniversitelerde profesörlüğe kadar yükseliyor.”
(Walker’ın, ‘arzularını kontrol edemedikleri için’
dışlanmamaları gerektiğini
söylediği pedofillerin ‘damgalanmasını’ ortadan kaldırmayı amaçlayan kitabı.)
‘İSTİSMARA ALIŞTIRMAYA ÇALIŞIYORLAR’
LGBT’nin çocuk istismarını meşrulaştırmak istediğini söyleyen Toker, şu örnekleri verdi:
“Bunlar akademiye geçtikten sonra pedofili gibi terimleri yumuşatarak küçüklere ilgi duyma şeklinde akademiye almaya çalışıyor. Gözleri, kulakları alıştırmaya çalışıyor. Bu meseleyle ilgili bir makale yaz diye normal bir akademik personele söylesek yazmaz. Bu terimi makalenin içine koymaz. Çünkü pedofili denilen şey, rızası olmadan çocuğa cinsel çekim duymadır. 18 yaşın altındaki her birey çocuktur. Onun zaten rızası olamaz. Ama onlar bu tür makalelerle bu durumu normalleştirmeye çalışıyorlar. Biz istismar diyoruz, pedofili çok büyük bir suçtur diyoruz. Onlar küçüklere duyulan cinsel çekim diyor ve masumlaştırmaya çalışıyor.
“Yazdığı kitaba da LGBT camiası sponsorluk yapmış. O kitabın çok satılması için emek verilmiş. Çocuk istismarını bize alıştırmaya çalışıyorlar. Geçen de şöyle bir şey olmuştu LGBT’nin sözde bayrağında değişiklik yapmışlar, bir tane çocuk sembolü koymuşlar. ‘Aşk, sevgi; yaş ve cinsiyet sınırı tanımaz.’ diyorlar.”