Erzurum’un sembol yapılarından 714 yıllık tarihi Yakutiye Medresesi’nde, 10 yıldır ramazan aylarında her akşam, “oruç neşesi” adı altında etkinlikler, söyleşi ve şiir geceleri düzenleniyor.
Anadolu’nun kapalı avlu medreselerinin en büyüğü olan ve 1310 yılında İlhanlı hükümdarı Sultan Olcayto döneminde Gazan Han ve Bolugan Hatun adına, Hoca Yakut Gazani tarafından yaptırıldığı bilinen Yakutiye Medresesi, kentin simge eserleri arasında yer alıyor.
Plan düzeni, dengeli mimarisi ve iri motifli süslemeleriyle dikkat çeken yapı, Türk İslam Eserleri ve Etnografya Müzesi olarak hizmet veriyor. Her yıl ramazan ayına özel faaliyet alanı olarak kullanılan medresede, Erzurum Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen programlar ramazan boyunca her akşam teravih namazının ardından başlıyor.
Erzurum Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Ergün Engin, AA muhabirine, kentte ramazan etkinliklerini bu tarihi mekanda yaparak müzeyi de hayatın içine katmış olduklarını söyledi.
Tarihi mekanı özüne uygun şekilde kullandıklarını söyleyen Engin, “Böylece belki, müzedir diyerek bir sefer girip sonra burayı hayatından çıkaranlar için bir farklılık oluşturup burada ramazan akşamlarımızı birlikte medrese ruhuna da uygun söyleşilerle, sohbetlerle, bazı ufak musikilerle geçirmiş oluyoruz. Oldukça büyük fayda ürettiğimizi düşünüyoruz. Medreseyi kendi iklimine çevirerek insanlarımızda da bu mekanın ruhunu içlerinde hissedecekleri farkındalık oluşturuyoruz.” dedi.
İnsanların sosyalleşmesi için de bu tarz etkinliklerin faydalı olduğunu dile getiren Engin, yoğunluğun programlardan programlara göre farklılık gösterdiğini, vatandaşların kendilerine uygun programları seçerek katılım sağladıklarını belirtti.
Tarihi doku için hassas davranılıyor
Tarihi medresede gerçekleştirilen programlarda mekanın herhangi bir zarar görmemesi için çok dikkatli olduklarını ifade eden Engin, “Programlarımızı buradaki ambiyansı bozmadan devam ettiriyoruz. Müzikte dinleti formatında en alt sesten veriyoruz. Işıklandırmada da çok az ve kurallara uygun şekilde davranıyoruz. Bu yapıda çok daha farklı işlere izin verilmediği gibi biz de bu konuda çok hassasız. Dikkatle etkinlikleri yürütüyoruz.” diye konuştu.
Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü Felsefe Tarihi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özden, 10 yıldır teravih namazlarından sonra medresedeki etkinliklere katılmanın bir kültür olduğunu söyledi.
“Şehrimizin kültürle beslenen insanları geliyor”
Ramazan boyunca çok güzel programların gerçekleştirildiğini aktaran Özden, “Ramazanın güzelliklerinden bir tanesi sosyalleşmek. Bu sosyalleşme de ihtiyaç sahiplerine yardımların ulaştırılması, davetler edilmesi, teravih sonrası kahvehanelerde dost ortamlarının oluşturulması ve nihayetinde buradaki söyleşilerin yapılması. Şehrimizin kültürle beslenen insanları geliyor. Gelenler aralarında güzel sohbetler de oluyor. Burada başlayan dostlukların olduğunu gördük.” dedi.
Etkinliklere katılanlardan Hanifi İspirli, Erzurum’da ramazan ayının farklı bir havada yaşandığını belirterek, “Yakutiye Medresesi bin yıla yakın zamandır, şehrin mühürlerinden biri olarak bulunuyor. Son 10 yıldır medresenin ruhuna uygun şekilde programlar yapılıyor. Tanınan, tanınmayan birçok isim burada teravih namazı sonrası ya konuşma yapıyor ya şiirler okuyor.” diye konuştu.
Şerif Avcı ise ramazan söyleşilerinin, tarihi medrese içinde gerçekleşmesinin manevi açıdan güzel bir etkisi olduğunu söyledi.